Kapıcı Napolyon’un psikozları ve çevresine rağmen megalomaniye devam etmesi çocukların geleceğini tehlikeye atar. Hele ki bu bir ülke ise hastaneye yatırma imkanı yoktur ve milyonlarca rahatsız çocuk yetiştirir. Bu tür bireylerin çocuklarında duygu- durum bozuklukları, kaygı, aile içi iletişim, düşük özsaygı, izolasyon, öfke patlaması, genetik yatkınlık gibi belirtiler görülür. (GPT 15.02.25) Türkiye’nin kitle psikolojisinde hepsinin yer alması GPT’ye göre şöyle eşleştirilmiştir. 1980 Darbesi, Yunan ve komşulara yönelik kaygılar, yurt dışındaki başarıları abartmak, “Türk’ten başka dost yoktur” söylemi, linç ve pogromlar, bu sorunların yüzlerce yıl çözülememesi.

Çocukları nasıl kurtaracağız? Gelecek nesiller böyle olmak zorunda değil. Gelecek nesiller hemen de kurtarılamaz. Zaman alır ve bedel ödemek gerekir. Öncelikli bedel atalarımızdan aldığımız mirasın itirafıdır. Her miras yüktür, bu yükü sadece keyif için harcayanlar mirasyedi olur. Miras sorumsuz insanlara zarar verir. Zarar veriyorsa mirası reddetmek, büyük bir miras olsa bile, cumhuriyetin kurucuları tarafından seçilen yoldur.
1839 tarihli Tanzimat Fermanı’nda söylendiği gibi 150 yıldır devlet reform yapmaya uğraşmaktadır. Bundan sonra 80 yıl daha geçmiş, ancak istenen başarı elde edilememiştir. Tanzimat Fermanı’nda şeriata uyulamadığı için geri kalındığı ifade edilirken, bundan 230 yıl sonra kurucular yön değiştirerek “şeriat yüzünden” olduğu zannıyla eski olan her şeyi yok etmek tutumuna giriştiler. Bu sefer de aşırı Napolyonik ve Fransız oldu. Batıyı aynen almanın Osmanlı’nın son döneminde zaten başlamış olması, bir devlet hareketi olduğunu gösterebilir.
Şimdi Türk çocukları Tanzimat, Islahat, Cumhuriyet devrimlerinden sonra yeni bir devrimle çalkalanıyor. Avrupa Birliği Uyum Yasaları en az atalarımızın devrimleri kadar köklü değişiklikler getiriyor. 1839’dakinin benzeri bir şekilde, gönüllü değil batının zorlamasıyla kapıcının ev içi kuralları değişiyor. (Yapay zeka)
Kapıcıdan daha önemlisi çocuklarıdır. Çocukları bu zinciri bir yerde kırmadıkça üç yüz yıllık problem yeniden başka görünümlerle yaşayacaktır. Dürüst olmayıştan gelen bu problemi önce tartışarak, sonra çalışarak çözebiliriz. Reform yaptığını iddia eden her düzenlemenin yaptığı gibi bunu atalarımıza layık olmak şeklinde değil mağlubiyeti kabul edip itiraf etmek şeklinde yapmalıyız. Örneğin: Eğitim sisteminde her bakan yürütmenin başına ve seçmene yaranmak için isim değişikliği yapıp gerçekte eski düzenin devamlılığını sağlıyor. 2024 yılında yürürlüğe konan Maarif Modeli uluslararası diploma programlarının Arapça isimli bir taklidinden başka bir şey değil. Yine olumlu bir gelişme olan modelin Tanzimat Fermanı’na benzer bir şekilde yarım reform olduğunu dile getirelim.
Olan çocuklara olur. Kapıcı kendisi edip kendisi bulur, ama çocuklardan toplum da sorumludur. Atalarımızın mirasıyla övünüp bugünü yaşamayı kaçırabiliriz. Ya da işimize bakabiliriz. Dürüst olmayıştan kaynaklanan sorunları aslında fazla bir şey yapmadan çözeriz. Fazladan kuruntulara kapılmadan, fazladan düşünmeden, sadece o an, oradaki insanlarla, o probleme odaklanarak.